Çekirgeler Gibi – Kuran ve Muhteşem Örneği
Çekirgeler Gibi – Kuran ve Muhteşem Örneği

Çekirgeler Gibi – Kuran ve Muhteşem Örneği

Hepsi de alçalmış bakışlarla mezarlarından çıkarlar. Tıpkı yayılan çekirgeler gibi. (54:7)

 

Çekirgeler toprağın altından çıkmaları

 

Kitabımızın buraya kadar olan bölümlerinde Büyük Patlama ile Evren’in oluşumundan kıyametin gerçekleşip Dünya’nın ve Evren’in son bulmasına kadar olan süreci anlatan Kuran ayetlerinin mucizevi açıklamalarını ve bize düşündürdüklerini aktarmaya çalıştık. Kitabımızın ilk kısmının bu son bölümünde ise kıyametin gerçekleşmesinden sonra başlayacak ahiret sürecini anlatan alıntıladığımız ayetin mükemmel benzetmesini inceleyecek ve daha sonra ahiretin varlığı hakkında Kuran’ın bize düşündürdüklerine değinip kitabımızın ilk kısmını noktalayacağız.

 

Çekirge

Yukarıdaki ayette inkârcılara ahirette diriltilecekleri hatırlatılmakta, sonraki ayette ise bu günün inkârcılar için zor bir gün olacağı belirtilmektedir. Milyarlarca insanın topluca dirilişi ne kadar da müthiş bir sahnedir! Şaşkınlık… Pişmanlık… Korku… Herkes yalnız başına… Bir tek Allah’ın yardımının faydalı olabileceği bir gün… Dünya’da çok itibar edilen mevkilerin, ailelerin, paraların, mülklerin fayda etmediği bir gün… Geriye dönüşün olmadığı bir gün…

 

Çekirge sürüsü

İşte o gün insanların mezarlarından çıkışı çekirgelere benzetilir. Peki neden çekirgelere? Allah neden bu örneği seçmiştir? Son yüzyılda haşereler üzerinde mikro kameralar ve sistemli gözlemle yapılan araştırmalar bize neden çekirgelerin örnek olarak gösterildiğini açıklamaktadır. Herşeyden önce çekirge sürüleri çok kalabalıktır. Milyarlarca çekirge bir araya gelerek kilometrelerce uzunluk ve genişlikteki kapkara bir yağmur bulutunu andırırlar. Bu sürülerin bazılarının 3-5 kilometre genişliğinde ve metrelerce derinlikte olduğu tespit edilmiştir.

Çekirgeler yumurtalarını toprağın içine tohum gibi yerleştirirler.
Çekirgenin yumurtasını bırakması

Ayrıca çekirgeler yumurtalarını toprağın içine tohum gibi yerleştirirler ve çekirge larvaları uzun bir müddet toprağın altında kaldıktan sonra yeryüzüne çıkarlar. Nereden çıkarlar? Toprağın altından…

Şimdi örnek olarak Amerika’nın New England bölgesinde yaşayan çekirgeleri inceleyelim. Bu çekirgeler 17 yaşına bastıkları yılın Mayıs ayında, uzun yıllardan beri yaşadıkları yer altındaki karanlık yarıklardan toprak üzerine çıkarlar. Eğer insanlara “Sizi karanlık bir yere kapatacağız ve saatiniz olmadan, dış dünyayla bağlantınız olmadan 17 gün sonra hep beraber dışarı çıkacaksınız” deseniz, emin olun birçok insan 17 günlük süreyi bile doğru tahmin edemez. Dünya’dayken maddi bedeni mezara konmuş insanların, ahirette topluca yaratılmalarına bundan güzel örnek olur mu? Kısacası çekirgeler ve insanlar benzer şekilde

Yaprağın üzerinde bir çekirge

– Toprağın altında
– Uzun bir müddet kaldıktan sonra
– Topluca
– Çok kalabalık olarak
– Yeryüzüne çıkarlar

Kuran’da öğüt almamız için örnekler verilir. Bu örnekler üzerine düşünmemiz, hem Allah’ın verdiği örneklerin güzelliğini, hem de bu örneklerle kastedilen anlamları anlamamızı sağlayacaktır.

Yaprağın üstünde rengarenk bir çekirge

İşte bunlar bizim insanlara verdiğimiz örneklerdir. Ancak bilgi sahiplerinden başkası bunlara akıl erdirmez. (29:43)

Gerçekten de insanlara, bu Kuran’da her türlü örneği verdik ki öğüt alsınlar. (39:27)

KURAN MUCİZELERİ AHİRETİN VARLIĞINI İSPATLAR

Kuran’ın çok büyük bir bölümü ahiretin varlığının anlatımına ayrılmıştır. Diyebiliriz ki; Allah’ın varlığı ve buna bağlı anlatımlardan sonra Kuran’ın en önemli haberi, ahiretin var olduğu, Dünya’da yaptıklarımızın, ahiretteki hayatımızı nasıl yaşayacağımızda etkili olacağıdır.

Kuran 1400 yıl önceden, hiç kimsenin o dönemlerde bilmesine imkan olmayan bilgileri, fizikten embriyoljiye, jeolojiden zoolojiye kadar vermektedir. Tüm bu birbirinden farklı konulara giren Kuran, hiçbir konuda kendi döneminin yanlış inançlarını, yanlış bilgilerini içermeden, her konuda tam isabetli, tam mükemmel olarak doğruları ortaya koymuştur.

İşte bu Kuran’ın en büyük iddiası, en büyük haberi Allah’ın varlığı, Allah’ın varlığının her şeyden daha önemli olduğu ve Allah’a ortaklar koşmamamızdır. İşte bu en önemli bilgi olan Allah’ın varlığını ortaya koyan Kuran’ın, yeryüzünde hiçbir alternatifi yoktur. Kuran, Allah’a inanç gibi en önemli konuyu ortaya koymuş ve insanların bu inancı kazanmasını sağlamıştır. Kuran, insanları inançsızlıktan, putperestlikten kurtarmış, aynı zamanda kendisinden önce gelen kitapları ve Peygamberleri de onaylamıştır. Kısacası Allah’ın varlığını ve Allah’ın varlığının önemini anlayanlar, bu konudaki inancı oluşturan Kuran’ın da önemini anlayacaklardır.

Hiçbir kitapta, hiçbir eserde, hiçbir yerde görülmeyen mucizeleri oluşturan Kuran, aynı zamanda en önemli görevi yerine getiren kitaptır. Kısacası Kuran;

1- Allah’ın varlığı gibi en önemli konuyu insanlara duyurur ve insanları Allah’a yöneltir.
2- Dünya’da eşi ve benzeri olmayan mucizeleri sergiler. Böylece hem kendisinin Allah’tan olduğunu, hem mesajlarının doğruluğunu ispatlar.

Örneğin Evren’in yaratılışı ile ilgili ilk üç konuda anlattıklarımızı inceleyin. Kuran’ın bu konuda ortaya koyduğu bilgilerin (bilimsel olarak bu konu anlaşılmadan) daha önce hiçbir yerde olmadığını göreceksiniz. Kuran’ın anne rahmindeki embriyonun gelişimlerini ele alan açıklamalarını ele alın, durum yine aynıdır. Kuran’ın hayvanların dünyası hakkındaki açıklamalarını ele alın, denizlerin altına dair açıklamalarını ele alın, durum hep aynıdır.

Tüm bu mucizeler ve Kuran’ın ortaya koyduğu inançtan ahlaka kadar sistem, Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu ve Kuran’ın ne kadar güvenilir olduğunu ispatlar. İşte tüm bu mucizelere sahip Kuran’ın daha önce de dediğimiz gibi Allah’ın varlığından sonra en büyük iddiası ahiretin varlığıdır. Kuran’ın güvenilirliğini ortaya koyan her mucize böylece ahiretin varlığına da bir delil oluşturmaktadır.

AHİRETİ YARATMAK ALLAH İÇİN ÇOK KOLAYDIR

İçimizdeki daima var olma isteği, hiç yok olmama isteği de ahiretin varlığının bir delilidir. Allah susama hissi verince karşılığında su vermiş, acıkma hissini yaratınca karşılığında yiyeceğimiz rızıkları da yaratmıştır. İnsanın bu hayatla tatmin olmamasını, sürekli yaşama isteğini, yani ahirete olan derin ihtiyacı da yaratan Allah’tır. Susama hissine karşı su imkanını, acıkma hissine karşı yemek ihtiyacını yaratan Allah, elbette yarattığı sürekli yaşama isteğimize karşılık ahireti de yaratacaktır. Allah eğer bunları vermek istemeseydi, bunları istemeyi de vermezdi. Madem ki Allah bize her şeyden daha şiddetli şekilde ahireti istetiyor, elbetteki bu vereceğinin ber delilidir.

Ahiretin varlığının en önemli ve tek başına yeterli olan delili Allah’ın bu konudaki vaadidir. Hiç mümkün müdür ki Allah, kendi vaadine inanan, ahireti yaratmanın Allah’a çok kolay olduğuna inanan, Allah’a yönelen ve Allah’tan ahireti isteyen kullarını yalancı çıkarsın, hüsrana uğratsın; buna karşılık Allah’ın vaadine inanmayanları, Allah’ın ahireti yaratmasını mümkün görmeyenleri, Allah’a aldırmayanları, Allah’ı inkâr edenleri ve Allah’a yönelenlerle alay edenleri haklı çıkarsın ? Elbette ki mümkün değildir.Aklın ve sağduyunun Alalh’ın doğru sözlü olduğuna ve Allah’ın vaadinden caymayacağına inanmaktır. Yalan eksiklikten, zayıflıktan doğar. Allah’la beraber ne bir eksiklik, ne bir zayıflık düşünülebilir. Peygamberimiz’in döneminde ve sonraki dönemlerde, ahiretin varlığı ile ilgili kuşkuların temelini “Acaba Allah ahireti yaratabilir mi ?” sorusu oluşturmuştur. Ahiretin varlığı ile iligli şüphelerin kaynağı birçok kişi için budur. Kuran çok kısa, çok net ve tamamen çözümleyicişekilde bu soruyu yanıtlar, cevabı harika bir şekilde verir.

İnsan kendisini çok az bir sıvıdan yarattığımızı görmez mi? Şimdi o apaçık bir düşman kesilmiştir. (36:77)
Kendi yaratılışını unutarak bize bir de örnek veriyor. Dedi ki “Çürüdükten sonra kemikleri, kim diriltecek?”(36:78)
De ki: “Kim onları ilk başta yarattıysa, onları yine O diriltecek. O, her türlü yaratmayı bilendir.” (36:79)

İlk defa yaratan! Allah’ın bizi yarattığını bilmek, ahiretin varlığını, Allah için ahireti yaratmanın ne kadar kolay olduğunu anlamaya yeterli delildir. Evren’i incelememiz; Allah’ın, Evren’i ne kadar mükemmel, ne kadar incelikle ve tüm ayrıntıları planlayarak yarattığını anlamamız, ahireti, Allah’ın ne kadar kolay yaratacağını kavramamız için yeterli olacaktır:

Dediler ki: “Biz kemikler haline geldikten, toprak haline gelip ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?” (17:49)
De ki: “İsterseniz taş olun, isterseniz demir” (17:50)
“Ya da gönlünüzde büyüyen herhangi bir yaratık olun.” Diyecekler ki: “Bizi kim geri döndürecek?” De ki: “Sizi ilk kez yaratan kimse, O…” (17:51)

Ahireti yaratmak Allah’a çok kolaydır. Hem bu Allah’ın vaadidir, hem bu hepimizin en büyük ihtiyacıdır, hem Kuran’ın yüzlerce ayeti ısrarla ahireti müjdelemektedir. Yaratmanın Allah için ne kadar kolay olduğu belliyken inkâr, gerçekten de şaşırılacak bir davranıştır. Allah insanın yaratıcısıdır ve toprağın insan bedenini nasıl bozduğunu bilir.

“Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı? Bu uzak bir dönüş.” (50:3)
Doğrusu biz yerin onlardan neyi eksilttiğini biliriz. Katımızda her şeyin korunduğu bir kitap vardır. (50:4)

Allah tek bir DNA molekülü içinde bile insan bedenine ait tüm bilgiyi saklamaktadır. Kuran yaratılışımıza bakıp ahiretin varlığını anlayabileceğimizi söylerken, birçok ayetinde de Allah’ın nasıl yarattığına gözlerimizi çevirmektedir. Vücudumuzun hücreleri her an ölmekte, yeni hücreler her an yaratılmaktadır. Hiçbirimizin doğduğu günkü vücudundaki hücreleriyle, bu günkü bir hücresi bile aynı değildir. Yediğimiz yiyecekler sürekli vücudumuzdan bir parçaya dönüşür ve eski ölen parçalarımızın yerini alır. Vücudumuzun temel taşı olan karbon, hidrojen, azot, oksijen, fosfor, kükürt gibi atomlar biz yaşadıkça sürekli vücudumuza girer ve çıkarlar, sonunda ise toprağa karışırlar. Alalh daha biz yaşarken bile maddi vücudumuzu sürekli yenileyerek yaratmaktadır. Toprağın vücudumuzu nasıl tahrip ettiğini, vücudumuzun aslının nasıl olduğunu bilen Allah, bizi yeniden yaratmayı vaad etmiştir. Madem ki bu vaad çok kolaydır ve Allah’ın vaadidir, elbette gerçekleşecektir. Kuran, Evren’in ve yer yüzünün yaratılışına gözlerimizi çeviri ve bunların yaratılışını, ahiretin yaratılışını ve ölülerin dirilişi için delil için delil olarak gösterir:

Görmüyorlar mı ki, gökleri ve yeryüzünü yaratan ve bunları yaratmakla yorulmayan Allah’ın ölüleri de diriltmeye gücü yetmektedir. Evet, O her şeye gücü yetendir. (46:33)

Evren’deki çok geniş alandaki yaratılışlar, canlıların adedindeki, türlerindeki çok büyük sayılar, Allah için az veya çok yaratmakta hiçbir zorluk olmadığını ortaya koyar:

Sizin yaratılmanız da diriltilmeniz de bir tek kişininki gibidir. Allah işitendir, görendir. (31:28)

HAZIRLANALIM GİDİYORUZ

Kuran’da birçok konu apaçık anlatılırken, özellikle bizim duyu organlarıyla algılayamadıklarımız benzetmeli anlatım metoduyla (müteşabih olarak) anlatılır. (Bakınız 3-Ali İmran Suresi 7) Cennet ve cehennemin anlatılışında da bu benzetmeli anlatım metodu kullanılır. (Bakınız 2-Bakara Suresi 25) Buradan ahiretteki nimetlerin müteşabih, yani benzetmeli anlatımla anlatıldığı anlaşılmaktadır. Yani ahirete dair anlatımların tam anlamıyla nasıl olduğunun anlaşılması ancak ahirete gidilmesiyle mümkün olacaktır. Dünyadaki anlatımlar ahiret hakkında bir bilgi kaynağı olmakla beraber, bu anlatımlar benzetmeli (müteşabih) oldukları için, bunların %100 ahiretin resmi olarak düşünülmesi hatalı olur. Cennetteki mutluluk, cehennemin pişmanlığı apaçık olmakla beraber, Kuran’ın anlatımlarının tam anlamıyla neyin karşılığı olduğu ahirette anlaşılacaktır.

Ayrıca ahiretle ilgili anlatılanların cennetin ve cehennemin bütününün bilgisini kapsamadığı unutulmamalıdır. Türkiye’deki Antalya yöresini anlatmaya kalksak bile Kuran’dan kalın bir kitap olurdu. Kuran, cennet ve cehennem ile ilgili tüm ayrıntıları verseydi herhalde birçok cilt kitap olurdu. Kuran’da cennet ve cehennem ile ilgili belli kesitler verilir, bu insanlar için belli ipuçları niteliğindedir. Cennette birkaç meyvenin isminin sayılması, cennette bir tek o meyvelerin olduğunu göstermez. Cennette insan nefsinin arzuladığı her şeyin olduğunun söylenmesi bu dediğimizin bir delilidir. (Bakınız 21- Enbiya Suresi 102, 42- Şuara Suresi 22, 43- Zuhruf Suresi 71, 50- Kaf Suresi 35) Kuran insanların ve indiği ilk dönemin genel arzu ve korkularına göre ahiretten kesitler vermiştir. Elbette bu kesitler doğrudur. Fakat bu kesitler cennet ve cehennemin bütününü ifade etmez, sadece belli tabloları benzetmeli anlatımla anlatır.

Şu kısacık hayatta Allah’a yönelmekten, ahiret için çabalamaktan daha akıllıca, daha vicdanlıca bir hareket olamaz. Dünya hayatı çok kısadır. Üstelik bu kısa hayatın üçte biri uykuda, birkaç yılı tuvalette, uzunca bir zamanı yolda… geçer. Birkaç yıllık fazladan zevk uğruna her türlü nimeti veren Allah’a yönelmemek büyük bir nankörlük, Dünya’daki kısacık ömre karşı sonsuz olan ahiret için uğraşmamak büyük bir akılsızlıktır. Allah her yarattığı hakkında mutlak bilgiye sahiptir. (36- Yasin Suresi 79), Allah her şeye gücü yetendir (24- Nur Suresi 45), Allah ölüleri diriltecektir (36- Yasin Suresi 12) ve bu Allah için çok kolaydır (64- Tegabun Suresi 7).

Her benlik ölümü tadacaktır. Kıyamet günü (Diriliş günü) hak ettiğiniz karşılıklar size eksiksiz olarak ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o kesinlikle kurtulmuştur. Dünya hayatı aldatıcı bir yararlanmadan başka bir şey değildir. (3:185)

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *